23 Mayıs 2012 Çarşamba

Bu köpeğin ismi yüzyıllardan beri Kangaldır" Bu tamamen yalan ve yanlış bir inanıştır.

Bu köpeğin isminin Kangal olmasının hikayesi şöyledir: Son çeyrek yüzyıla kadar, hiç kimse Kangal Köpeği ismini kullanmıyordu. Anadolu'da verilen isimler "Çoban İti/Köpeği, Koyun İti/Köpeği, Karabaş" gibi idi. Bu köpeğe Kangal ismi verilmesine neden olan kişiler Bayan Dr. Charmian (Biernoff) Steele, Messrs J. Lloyd, D. Lyth ve Dr. Withof-Keus'dur.

Bayan Dr. Charmian (Biernoff) Steele, daha önce Konya civarında arkeolojik kazı yapan ve 1965 yılında 3 aylıkken edindiği bir erkek ve bir dişi yavruyu İngiltere'ye ilk kez götüren arkeologdur. İlk iki yavru, Konyanın yaklaşık 30 km doğusunda, Konya Karatay ilçesine bağlı, Konya-Karapınar Karayolu üzerinde ki Bakırtolu ve Hayıroğlu köyleridir.

Dr. Steele İngiltere Köpek Kulübü (Kennel Club)ne başvurarak, köpeklerini kayıt ettirmek istedi. Dr. Steele'e köpeklerin hangi ırkdan olduğu sorulduğunda, Türkiye'de bu köpeklere Karabaş dendiğini ve koyun gütmede, bekçi-koruma köpeği olarak kullanıldıklarını belirtti. İngiltere Köpek Kulübü, yeni bir ırk ismi koyma konusunda daha önce bazı problemler yaşamıştı. Bu yüzden sadece Karabaş ismini, ırk ismi olarak kabul etmedi. "Karabaş-Anadolu Koyun Köpeği" ismini sözlüğe bakarak bire bir tercüme etti ve "Karabash-Anatolian Sheep Dog" ismini ırk ismi olarak tescil etti. Fakat Dr. Steele'ın bu isme itiraz etmesi üzerine, İngiltere Köpek Kulübü yeni ismi 1968 yılında "Anatolian Karabash Dog" yani Anadolu Karabaş Köpeği olarak değiştirdi.

1968 yılında Bayan Dr. Steele ile birlikte Messrs J. Lloyd ve D. Lyth Türkiye'ye geldiler ve Gritaurus Arilan ve Gritaurus Melek isimli köpekleri yurt dışına çıkardılar. 2 yıl sonra Messrs J. Lloyd ve D. Lyth Kangal ilçesine geldiler ve buradan Elif ve Atak isimli iki köpeği yurt dışına götürdüler. Messrs J. Lloyd, Kangal'dan getirdiği bu köpeklere izafeten, "Anatolian Karabash Dog" isminin değiştirilerek, bu köpeklere "Kangal Köpeği" isminin verilmesini istedi. Fakat bu isteği kabul edilmedi. Bundan 3 yıl sonra Dr. Withof-Keus Kangal'a geldi ve burada misafir olarak bir müddet kaldı.

İngiltereden birisi siyah maskesiz bir köpek getirdiği için, onlara Karabaş diyemediler ve 1983 yılında üçüncü bir isim geldi. Anadolu Karabaş Köpeği Kulübü (Anatolian Karabash Dog Club) tarafından yapılan tüm itirazlara rağmen, isim İngiliz Köpek Kulübü tarafından Anadolu Çoban Köpeği (Anatolian Shepherd Dog) olarak yeniden tescil edildi. Bu isimlendirmeden sonra, İngiltereye bir çok melez köpek ithal edildi (Broadhead 2003, Reed 2003).

Tesadüfen Kangal ilçesine gelen, burada misafir olan, buradan yavru alan Messrs J. Lloyd, D. Lyth ve Dr. Withof-Keus, sayesinde "Kangal" ismi, yabancılar tarafından ırk ismi olarak tartışıldı ve bu isimlendirme Türkiyeye de yansıdı. Bu kişiler Kangal ilçesine değil de, Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesine veya Tokat'ın Zile İlçesine gelmiş, misafir olmuş ve yavru almış olsalardı, bu ırkın ismi "Pınarbaşı Köpeği" veya "Zile Köpeği" olacaktı
.

Kangal Köpeği'nin diğer ırk vasıfları ise şunlardır:

1-Ön göğüste Madalyon dedilen beyaz leke,

2-Ayaklarda, dizden aşağı kesimlerde Çorap denen beyazlık,

3-Kuyruk ucunda beyaz leke,

4-Yüzde ve bazen kuyrukta görülen, üzerinde birkaç uzun, sert kıl olan siyah ben,

5-Damakta siyah leke,

6-Arka ayaklarda "Pençe" veya "Kurtçul Tırnak" denen 1, 2, veya 3 adet ilave tırnak,

7-Ayaklarda, parmak aralarında perde.

Bu 7 özellikten birinin, bir kaçının veya hepsinin birden olmaması, o köpeğin saf olmadığına delalet etmez. Olması, olmamasından daha iyidir ve makbuldür.

Burada gözden kaçan bir nokta daha vardır. Arka ayaktaki tırnak değil parmaktır. Çünkü bu ilave parmakta ufak pati parçası da beraber bulunur. Bu ufak yastıklı pati parçası da olmasa, o zaman tırnak demek mümkün olurdu.


İDDİA : Kurtçul Kangal (Karabaş)da ilave tırnak bulunur.


Bu iddianın gerçekle bir alakası yoktur. Kurtçul tırnak bütün köpeklerde bulunabilir. Kurtçul tırnak olarak ifade edilen arka ayaklardaki ilave tırnak, ana ırk vasıflarından birisi değildir. Saf Kangal Köpeği'nde ana ırk özellikleri bellidir ve şunlardır:

1-Aslan şekline benzeyen vücut ve özellikle kafa yapısı,

2-Ağız, burun, kulak ve göz çevresinde siyah maskeyle beraber boz post rengi,

3-Kafatasına yapışık duran kulaklar,

4-Yukarı ve öne doğru kıvrık kuyruk.

Bu 4 ırk vasfı, bir sacayağına benzer. Bir sacayağının, ayaklarından birisi eksik olursa, dengesi bozulur, ayakta duramaz. Bir Kangal Köpeği'nde de bu 4 vasıftan biri olmazsa, o köpeğin saflığından söz edilemez.

İDDİA : "Kangal Köpeğinin kökeni Sivas Kangaldır"

Bu tamamen yanlış ve yalan bir bilgidir.

Kangal Köpeği mahalli ve bölgesel bir ırk değildir. Denizli Horozu, Van Kedisi gibi sadece dar bir bölgede en iyi örnekleri bulunan bir ırk hiç değildir. Kangal Köpeği Türkiyede koyunun ve daha doğrusu Akkaraman Koyununun bulunduğu her yerde bulunur. Adana, Antalya gibi, yüksek nem ve sıcağın ikisinin bir arada bulunduğu sahil kesimleri hariç, Türkiyenin hemen her yerinde Kangala rastlanabilir.

Coğrafi özelliğinden dolayı, bazı bölgelerde koyunculuk yaygın bir üretim dalı olmuş ve bu bölgelerde Kangal Köpeği daha çok bulunur olmuştur. Mesela Kangal İlçesi bu bölgelerden birisidir. Ama bu köpeğin ismi yanlışlıkla Kangal olarak kalınca, insanlar şöyle bir hisse kapıldılar: Kangal Köpeğinin kökeni Kangal İlçesidir. En iyi örnekleri burada bulunur. Bu tamamen yanlış bir inanıştır.

ABDye ilk Kangal Köpeği Ankaradan, İngiltereye ise Konyadan götürülmüştür. Aslında Kangal Köpeğinin en iyi örnekleri Konyada bulunabilir. Çünkü Konyada ki koyun sayısı yaklaşık 1,8 milyon baştır. Konya, Türkiyede en çok koyuna sahip 2. vilayettir (En çok koyuna sahip 1. vilayet Vandır ve yaklaşık 2,4 milyon baştır. Ama Vandaki koyunların yaklaşık 2,2 milyon başı (“ü) Morkaramandır ve buradaki yetiştiriciler çoğunlukla Kangal yetiştirmezler.). Sivasdaki koyun sayısı ise yaklaşık 600 bin adettir. Beher 100 koyuna bir adet Kangal Köpeği düştüğünü kabul edilirse, normalde Konyada 18 bin, Sivasda 6 bin köpek olur. Nerede daha çok ve kaliteli Kangal bulunabileceği bu basit orantı ile tahmin edilebilir.

Bundan 15-20 yıl önce Kangalın herhangi bir köyünde güzel bir Kangal bulunabilirdi. Ama yanlışlıkla çoban köpeğimizin ismi Kangal Köpeği olarak kaldı. Bu yüzden herkes yavru ve ergin köpek almak için Sivas ve Kangal İlçesine hücum etti. Günümüzde Kangal İlçe merkezi ve çevresindeki köylerde saf Kangal bulmak şans işidir.

Herkesin ya Sivaslı bir öğrenci arkadaşı, ya Sivaslı bir asker arkadaşı veya yanında çalışan Sivaslı bir iş arkadaşı vardır. İnsanlar bu tip dost ahbap ilişkisi neticesinde, Sivas ve Kangaldan enik getirtti ve orada ki sayısını azalttılar.
Kangal Köpeği bir Türkiye Köpek Irkı'dır ve Türk Dünyası'na aittir. Bu ırkın menşei Sivas İli değildir. Ama Türk Çoban Köpeğine yapılan yanlış isimlendirme sonucu, bu köpeğin nesli Sivasta neredeyse tüketildi. Bunu yurt dışından gelen yabancılar da gözlemlemektedir.

Amerikan Kangal Köpeği Kulübü Genel Sekreteri ve Saymanı Sue Kocher, Kangal İlçesine Kangal Köpeklerini incelemeye ilk defa 1996 yılının sonlarında geldim. İkinci gelişim 2001 yılında oldu. Bu 5 yıllık zaman dilimi içinde gerçekleşen değişme inanılmazdı. Bir zaman döndüğüm her köşede göze çarpan büyük koyun sürüleri ve köpeklerin yerini 2001de geldiğimizde, başlarında bazen bir av tüfeğiyle seyahat eden bir çoban ama tamamen köpeksiz büyükbaş hayvan sürüleri almıştı. 1996da çok az Kangal melezi görülürken, 2001de pek çok melezle ve sürü başında daha kalitesiz çoban köpeği ile karşılaştım. şeklinde, bu acı tabloyu ortaya sermektedir (Kaynak: I. Uluslararası Kangal Köpeği Sempozyumu, Sayfa: 107-108).

Kangal (Karabaş) Köpekleri'nin kökeni Orta Asyadır. 11. yy.da Anadoluya akın akın gelen Türkler, muhtemelen yanlarında üç tür hayvan getirmişlerdi; At, koyun ve köpek. At, binek ve araba çekme hayvanı olarak kullanılıyordu. Koyun, hem yolculuk esnasında hazır gıdaları idi. Köpek ise insan, hayvanlar ve eşyalara bekçilik hizmeti için kullanılıyordu. Günümüzde Orta Asya Cumhuriyetlerinde, Kangal Köpeğine benzer köpeklere her bölgede rastlanmaktadır.

Bundan daha önemlisi, Orta Asyadan Anadoluya göç eden Türklerin göç yolu üstünde de Kangal Köpeğine benzer köpekler bulunmaktadır. Fars ve Arapların yaşadığı İranın güney bölgelerinde Kangal Köpeğine benzer boz post renkli köpekler bulunmamaktadır. Ama Azeri Türklerinin yaşadığı ve Orta Asyadan Anadoluya göç eden Türklerin göç yolu üstünde bulunan İranın kuzey bölgelerinde, Kangal Köpeğine fenotipik olarak benzeyen köpekler halen bol miktarda yaşamaktadır. Kangal Köpeğinin orijinini aramaya yönelik, Ocak-2006 tarihinde bu bölgeye bir gezi yapılmıştır. Iran, Afganistan ve Türkmenistana yapılan bu gezide, Kangal Köpeği fenotipinde köpekleri görme ve fotoğraflama imkanı olmuştur.

O bölgede yapılan araştırma ve soruşturmalarda, Kangal Köpeğine benzeyen bu köpeklerin bir çok benzerinin, diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinde de bulunduğu öğrenilmiştir. Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistanda bu köpeklerden bulunmaktadır. Moğolistanın batı tarafında, nüfusunun €ini Kazak Türklerinin meydana getirdiği Bayan Ölgiy Vilayeti bulunmaktadır. Burada da, Kangal Köpeği görünümlü köpeklerin, koyun yetiştiricilerin elinde bol miktarda olduğunu öğrenilmiştir.

Anadoludan Orta Asyaya herhangi bir Türk göçü olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Halbuki bu göç bildiğimiz kadarı ile yaklaşık 1.000 yıl önce Orta Asyadan Anadoluya olmuştur. Öyleyse Anadoludaki Kangal ve Akbaş Çoban Köpekleri Orta Asyadan gelmiş olmalıdırlar.

20 Mayıs 2012 Pazar

Genel Bilgi Eğitimleri

Bu bölümde saldırganlık, yabancıların aranıp bulunması, bina-baraka ve mağara gibi yerlerin aranması, kısa iz takibi, köpeklerin silah sesine alıştırılması ve suda boğulanların kurtarılması ile akarsulardan geçilmesi gibi konular üzerinde egzersizler yaptırılır.

15-18 aylık köpeklerin eğitimi : Bu dönemde köpeklerin ileride alacakları görevler ile ilgili özel eğitimler uygulanır.

Kangal çoban köpekleri , uzun süre eğitime tabi tutulan diğer köpek ırkları ile mukayese yapıldığı zaman öğrenme kabiliyetleri bakımından onlardan daha üstün olduğu gözlenir. Kangal Çoban Köpekleri herhangi bir özel eğitimden geçirilmeksizin iç güdüsel olarak koyun sürülerini yönetirler. Kendi sorumlulukları altındaki koyunları en iyi şekilde korurlar. Kangal Çoban Köpeği, sahip olduğu özel yeteneklerinden dolayı koruma ve bekçi köpeği, devriye köpeği, keşif köpeği ve çoban köpeği olarak eğitimleri yapılır.

Koruma ve bekçi köpeği eğitimi : Koruma ve bekçi köpeğinin görevi bir binayı, bir tesisi veya bir bölgeyi korumaktır.Korum ve bekçi köpeklerine bir kişi bakmalı ve başkalarıyla arkadaşlık kurması önlenmelidir. Sorumlu olduğu bölgeye giren ve yaklaşan herkese karşı şiddetli tepki gösterecek şekilde şartlandırılmalı dır.Koruma ve bekçi köpeği asla cezalandırılmamalı dır. Koruma ve bekçi köpeğinin eğitimi eğitimi, yabancı göreceği canlı cansız her şeye karşı saldırgan olacak şekilde yapılmalıdır.Köpek bir binayı bekleyecek ise, önce eğitimciyle beraber bu bina ve etrafını hergün enaz birkaç kez dolaşmalıdır. Köpeğin yiyeceği ve suyu bu bina çevresinde verilmelidir. Kulübesi de bekleyeceği bu binanın yakınında bir yerde olmalıdır.Koruma ve bekçi köpeğinin günlük eğitsel egzersizleri ve fiziki gücü artıracak egzersizleri aksatılmadan uygulanmalıdır.

Devriye Köpeği Eğitimi : Devriye hizmeti, koruma ve bekçilik eğitimi görmüş köpeklerle yapılan özel bir görev türüdür.Bu görev genel olarak askeri, polis, cezaevi ve fabrika gibi alanlarda uygulanır.Bu gibi yerlerin gereği gibi korunması için devriye nöbetleri düzenlenir. Devriye köpekleri eğiticileri ile birlikte göreve çıkarlar.

Yalnız bunlar toplu olarak eğitim gördüklerinden gruptaki diğer eğiticileri ve köpekleri yakından tanırlar. Devriye köpekleri için gruptaki köpek eğiticileri dışında herkes yabancı daha açık ifade ile düşmandır.Bu nedenle devriye köpekleri bölgelerine giren bir yabancının kokusunu hemen hisseder ve eğiticilerine gereken işareti verir.Devriye görevi bölgenin taşıdığı özelliğe göre gündüz ve gece devamlı olarak yürütülür.Devriye görevi yapacak köpeklere görev alanları iyice öğretilir.Her köpeğe sürekli olarak aynı bölgede görev verilmelidir. Köpeklerin farklı bölgelerde görev yapmaları sağlanmalıdır. Devriye köpeği yetiştirilirken köpeğin sorumlu olduğu bölgeye yabancılar saklanarak eğitim yapılır.Bu uygulama korunacak bölgenin hemen her noktasında mutlaka yapılmalı ve köpek bu bölgeye girecek her yabancıyı haber verecek şekilde şartlandırılmalı dır. Uygulamalar gündüz ve gece olarak ayrı ayrı tatbik edilmelidir.

Keşif köpeği eğitimi : Bu eğitimden amaç, yasak bölgeye girmesi muhtemel şüpheli kişilerin, elimizde en ufak bir ip ucu olmadan sadece köpeğin koku alma duyusundan faydalanarak bulunmalarını sağlamaktır.Keş if köpekleri yalnız eğiticisini ve birlikte görev yaptıkları diğer köpeklerin eğiticisini tanır. Bunun dışında herkes ve hatta her canlı onlar için yabancıdır. Keşif eğitimine rüzgar, arazi şartları, hava durumu ve zaman konusu gibi faktörler göz önünde tutularak hazırlanmalıdır. Ayrıca kokunun erişemeyeceği ölü noktalar da düşünülmeli ve eğitici bu etkenler doğrultusunda yönünü ve yöntemini ayarlamalıdır. Bunları dikkate alınmadan yapılacak keşif eğitimleri asla başarıya ulaşamaz.Keşif köpek eğitimi her gün 4 saat yapılmalıdır. Keşif köpeklerine kaybolan kayakçıların ve karda mahsur kalan araçların veya deprem gibi afetlerde de toprak altında kalanların bulunması gibi amaçlara yönelik görevler verilir.

Kangal köpekleri uzun süre eğitime tabi tutulan diğer köpek ırkları ile mukayese yapıldığı zaman öğrenme kabiliyeti bakımından, onlardan daha üstün olduğu gözlenir.

KANGAL ÇOBAN KÖPEKLERİNİN BESLENMESİ

Gebe ve Laktasyondaki Köpeklerin Beslenmesi : Köpeklerde fötüs, uterus, plesanta ve memelerdeki en büyük gelişme toplam 9 hafta süren gebeliğin son üç haftasında meydana gelir. Gebeliğin ilk dört haftasında normal beslenmeye devam edilmeli, 5. Ve 60. Haftadan itibaren yiyecek yiyecek miktarı her hafta % 10 düzeyinde arttırılarak doğum esnasında % 50'ye kadar arttırılmalıdır. Fazla sayıda yavru taşıyan gebe Kangal köpeklerinde gebeliğin son 7-10 gününde iştahsızlık görülebilir. Bu durumda azar azar ve lezzetli yiyecekler vermek faydalı olabilir.Gebeliğ in son üç haftalık döneminde uterusun büyümesiyle karın hacmi daraldığı için gebe köpekler günde üç kere beslenmelidir. Gebelik süresince enerji gereksinimi ortalama % 20 artar. Gebelik ve doğum sırasında taze karaciğer, haftada iki-üç defa 15-30 g miktarında verilerek;oldukç a etkili bir takviye yapılabilir. Keza protein düzeyinin %2-4 oranında arttırılması yavrularında daha güçlü olmalarını sağlar. Anne köpek, doğumu izleyen birkaç gün yemek defekasyon ve işeme gereksinimleri dışında yavruların yanında olmayı ister. Laktasyon dönemi ortalama 6 haftadır. Kolostrum ( ağız sütü ) bir-üç gün salgılanır ve bunu giderek çoğalan normal süt izler. Süt salgısı 5.-6. Haftaya kadara artar, sonra azalır. Laktasyon döneminde normal bir süt verimi için ana optimum düzeyde beslenmelidir. Gıda alımı doğumdan sonra artarak, doğumdan 3-4 hafta sonra maksimuma ulaşır.

Ergin Köpeklerin Beslenmesi : Ergin Kangal köpekleri günde bir defa hep aynı saatlerde beslenmelidir. Orta boy bir köpek için yaklaşık 2 kg'lık bir diyet düzenlenir. Böyle bir diyetin yaklaşık 1/3 'ü et, 1/3 ü tahıl ve sebze karışımı 1/3'ü de su şeklindedir. Diyetin miktarı hayvanın canlı ağırlığına, kondisyonuna ve yaptığı işe göre ayarlanmalıdır. Örneğin köpek zayıf ise yada fazla çalışıyorsa ilave olarak bir miktar süt, 1 yumurta, bir miktar sebze veya tahıl verilmelidir. Ergin köpeklerde halk arasında yal denilen arpa ununun sıcak su ile hamur haline getirilmesiyle elde edilen mamülden günde 2 kg kadar verilir. Buna ilaveten günde 25 gr. Et, haftada 3 kere haşlanmış ve fazla sert olmayan kemik verilir.

KANGAL KÖPEĞİNİN KURT BOĞMASI

Kangal köpekleri topluca kurt boğdukları gibi tek başlarına da kurt boğabilirler. Eğer köpek tek başına kurt boğmuşsa günlerce yerinde kalkamaz . Zira hem yaralı olur hem de gösterdiği üstün efordan dolayı aşırı yorgun olur. Yarasının çoğu tırnak yarasıdır. Kurdu boğmak için altına aldığında yaraların çoğu karın bölgesindedir. Kurt arka ayağının tırnaklarıyla üstündeki köpeği kaldırıp atmaya çalışırken yaralar. Kurdun arka ayak kasları çok kuvvetlidir. Kurdun açmış olduğu diş yarası ise bıçakla kesilmiş gibidir. Kangal köpeği kurdu çok süratli kovalar ve yetiştiği zaman bazen yan taraftan süratli döş vurur,bazen de rast gele arkadan da çarpar. Bu çarpışma sırasında haliyle kurtta köpekte yıkılır. Sonra her ikisi birden kalkmaya çalışır. Eğer köpek kurttan evvel kalkarsa, hemen kurdun boğazından tutar ve ölünceye kadar bırakmaz. Fakat kurt daha evvel kalkarsa bu kovalamaca devam eder. Eğer köpek iki veya daha fazla ise kurt kalkmadan köpeğin öbür eşleri kurdu boğarlar. Bu köpekler kurdun ölüsüne kulağını dayayarak dinler ve en ufak bir harekette yeniden boğarlar. Bu anda köpeklerin sahibi dahi gelse o hırsla hücum edip kurdun ölüsünün yanına yaklaştırmazlar. Bu olaydan birkaç saat sonra köpekler uysallaşırlar ve boğazlarına kaçan kurdun kılları dolayısıyla öksürmeye başlarlar. Bunun için köpeklere hemen bir koyun kesilir ve koyunun kuyruğu yedirilir. Böyle bir olaya tanıklık etmek ve böyle bir köpeğe sahip olmak sahibi için övünç kaynağıdır

Adın kaynağı ve alt türleri

Kafkas çoban köpeği, Gürcüstan doğasının gurur kaynaklarından biridir. Bu köpek cinsi, en eski çağlardan bu yana Gürcü doğal hayatının ayrılmaz bir parçası, Gürcü insanının yakın dostu ve yaşamının sadık yoldaşıdır. Bu köpek cinsinin doğal yaşam alanı yalnızca Kafkasya’dır ve bundan dolayı bu cins “Kafkas çoban köpeği” olarak adlandırılmıştır. Bu ad, bu köpek cinsine Ruslar tarafından verilmiştir. Ancak bu cins, tek tür değildir. Kafkas çoban köpeği, Gürcü çoban köpeği, Azerbaycan çoban köpeği, Dağıstan çoban köpeği ve benzeri alt türlere ayrılır. Gürcüstan coğrafyasında iki tür çoban köpeği bulunmaktadır. Kazbeg veya Gürcü dağ köpeği (kısa tüylüdür) ve Kafkas köpeği (uzun tüylüdür). Kafkas çoban köpeği, Uluslararası Kinoloji Derneği tarafından 1996 yılında tanınmış ve kabul edilmiştir.

Kafkas çoban köpeğinin ortaya çıkışı

Kafkas çoban köpeğiBilim insanları, bu köpek cinsinin ortaya çıkışını Büyük İskender’in Kafkasya seferiyle ilişkilendirmektedirler. Anlatılara göre Büyük İskender’in seferlerinde öncü olarak savaşçı köpekler bulunuyordu. Kafkas çoban köpeği, bu köpekler ile yerli köpeklerin çiftleşmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Genetik açıdan ise, bilim insanları, Gürcü çoban köpeğini Tibet köpeğine yakın bulmaktadırlar.

Özellikleri

Gürcü çoban köpeği, iri yapılı ve kaba görünüşlü bir hayvandır. Uzunluğundan bağımsız özel yapısıyla soğuğa ve sıcağa karşı koruma sağlayan sık tüyleri vardır. Bu türün başta gelen özelliği, hayvanları ve çevreyi beklemesidir. Bu bekleme özelliği, Gürcü çoban köpeğinde hayli gelişmiştir. Bu cins, çevreyi iyi öğrenme, yapacağı işi iyi algılama ve hizmet etme özelliklerine sahiptir. Kafkas ve Gürcü çoban köpeği arasında dış görünüş açısından, tüylerin uzunluğu, baş yapısı, bacak yüksekliği, kulak kesme yöntemi açısından büyük fark vardır. Bununla birlikte bu iki cins huyları açısından birbirlerine benzemektedirler. Her an tetikte olma, dikkat kesilme, güçlü koruma içgüdüsü, Gürcü çoban köpeğinin olduğu gibi Kafkas çoban köpeğinin de temel özellikleridir. Kafkas çoban köpeği, yabancılara karşı saldırgan, ama sahibine ve yakınlarına aşırı bağlı, yumuşak ve sevgi doludur. Özellikle çocuklara karşı yumuşak ve koruyucudur. Tarlada çalışmakta olan anne ve babanın Kafkas çoban köpeğine bebeklerini güvenle bıraktıkları, köpeğin bebeği her türlü tehlikeye karşı koruduğu yaşanmış deneyimlerden hareketle sıkça anlatılır. Kafkas çoban köpeği, her zaman iyi bir yoldaştır. Özel koruma şartları istemez ve soğuk iklime karşı dayanıklıdır.

Gürcü çoban köpeği[değiştir]Kulak ve kuyruk kesme
Diğer Kafkas alt türü çoban köpekleri gibi Gürcü çoban köpeğinin de kulakları kesilir. Bunun nedeni, köpeğin kendisini korumasına yardımcı olmasıdır. Dalaşma sırasında düşmanlarının köpeğin kulaklarına dişlerini geçirmesi bu yolla engellenmiş olur. Ancak Gürcü çoban köpeğinin kuyruğu kesilmez, aksine uzun ve kıvrık kuyruk bu köpek cinsinin gücünün ve güçlü görüntüsünün tamamlayıcısıdır. Gürcü çoban köpeği pek çok renkte olabilir ve beyaz renkte olanları da vardır.

Gebelik ve yavrulama

Gürcü ve Kafkas çoban köpeği iki yaşında erişkinliğe ulaşır. Bu cinsin gebelik süresi yaklaşık iki aydır (58-63 gün). Doğurduğu yavru sayısı 1-16 arasında değişir, ama ortalama 7-9 yavru doğurur. Yılda iki kez yavruladığı da olur.

Soyunun korunması çalışmaları

Günümüzden on yıl önce Kafkas ve Gürcü çoban köpeğinin soyunun kurtarılması ve korunması için çalışmalar başlatılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Rusların Gürcü ve Kafkas çoban köpeklerini Rusya’ya götürmeleri sonucunda bu endemik cinsin soyunun ortadan kalkması tehlikesi ortaya çıkmıştır. 1993 yılında Gürcüstan coğrafyasında safkan çoban köpeği sayısı onlarca denebilecek kadar azdı. Gürcü bilim insanları bu konuyla ilgilenmeye başladılar ve günümüze değin Kafkas ve Gürcü çoban köpeği sayısını 1.000’e değin çıkarmayı başardılar.

Çakira cinsi

Gürcüstan’da eskiden “Çakira” adlı endemik avcı köpeği cinsi bulunuyordu; ama bu cinsin soyu günümüzde ortadan kalkmış bulunmaktadır.

YAVRULARDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

VERİLMEYECEK GIDALAR:

Çok yağlı yiyecekler : Yağlı et ve et suları , tavuk derisi, yağlı salça v.b..
Sert ve kılçıklı yiyecekler : Tavuk kemiği, pirzola kemiği, kılçıklı balık, sucuk parçaları, sert ekmek kabukları v.b..
Tatlı yiyecekler : Çukulata, pasta, baklava ve diğer tatlılar.
Baklagiller : Kuru fasulye, nohut v.b.
Diğer : Patates, ıspanak, patlıcan, domates, çilek, bulgur pilavı, sulandırılmamış süt ve sıcak, soğuk, salçalı ve baharatlı yiyecekler.

VERİLEBİLİR GIDALAR :

Hazır yavru köpek mama ve konserveleri, pirinç ile pişirilmiş ince kıyılmış sebze ve yağsız kıyma, pirinç pilavı, peynirli yada kıymalı makarna, pirinç çorbası, sebze çorbaları, tavuk eti, yağsız kıyma, suda pişmiş kılçıksız balık, yoğurt, peynir, ayda bir güzel pişirilmiş karaciğer, haftada iki kez yumurta sarısı ve bal.

DİĞER HUSUSLAR:

Tüm aşıları tamamlanana kadar dış ortamla ve başka evcil hayvanlarla temas ettirilmemeli, yıkanmamalıdır. Üç aylıktan önce eğitime başlanmamalıdır.Eğitim sırasında kesinlikle sert davranılmamalıdır.
Barınak

Köpeğinizin yetiştirilme amacına göre barınağın yapısı farklılık gösterir. Yapacağınız barınaklar mutlaka sağlam bir malzemeden (örneğin ahşap veya betonarme) olmalıdır. Ağaçtan yapılan kulübelerde tahtalar arasında boşluk kalmamalıdır. Çünkü bu boşluklar parazitler için ideal birer yuvadır. Çatı kısmı saç, ondülin veya atermit ile kapatılmalıdır.Suyun birikmemesi için çatı kısmı eğimli olmalı ve gölge yapacak biçimde öne doğru uzantısı bulunmalıdır. Kulübenin önünde köpeğin rahatça dolaşabileceği alan olmalıdır. Açık alanın çevresi en az 2 metre yüksekliğinde kafes teliyle çevrilmeli ve köpeğinizin sizin inisiyatifiniz dışında çıkıp gerek kendine, gerekse çevredeki diğer canlılara zarar vermesi engellenmelidir.

Toplu olarak köpek beslenmesi halinde ise; kulübeler tek bir çatı altında, birbirine bitişik olarak inşa edilebilir. Kulübeler aydınlık olmalı ve her birinin önünde köpeğin rahatça dolaşabileceği, telle çevrili alan bulunmalıdır. Bunlara ek olarak toplu köpek besleyen yerlerde doğum ve çiftleşme bölümleri bulunmalı, ayrıca hasta olan köpeklerin alınabilmesi için diğer kulübelerle hiçbir şekilde bağlantısı olmayan kapalı bölmeler yapılmadır.

Barınaklar köpeğinizin sağlığı açısından olabildiğince sık yıkanmalıdır. Kulübe içindeki akıntılar, ahşap kulübelerde tahtalardaki çatlaklar, aşınmalar engellenmelidir.

Gerekli Olabilecek Malzeme/Materyaller

Kendi gündelik yaşamınızda nasıl ki bazı malzemeler kullanmanız gerekiyorsa, artık ailenizin yeni bir bireyi olan köpeğinizin de mutlu, sağlıklı ve rahat bir yaşam sürebilmesi için birtakım malzemelere ihtiyacınız olacaktır. Bunların en temel olanları aşağıda sıralanmaktadır:

Yemek kabı: Paslanmaz, sağlam ve kolay temizlenebilir nitelikte bir malzemeden (çelik kaplar en ideal seçenektir) yapılmış olmalıdır. Köpeğin yemeğini etrafa dökmeden ve kabı devirmeden yiyebileceği hacim (3-4 litre kapasiteli) ve biçimde kaplar tercih edilmelidir. Kullanılan kabın temizliğine özen gösterilmeli; her yemekten sonra iyice yıkanmalıdır.

Su kabı: Paslanmaz, sağlam, devrilmeyecek nitelikte, 10-15 litre su alabilecek hacimde ve köpeğin başının rahatlıkla sığabileceği genişlikte bir kap kullanılmalıdır. Kap sürekli temiz tutulmalı ve su her gün mutlaka değiştirilmelidir. Köpeğin önünde her an su bulunmalıdır. Kış aylarında ılık su verilmelidir.

Tasma: Sağlam, 2-3 cm eninde, 70-80 cm uzunlukta, ayarlanabilir olmalıdır. Tasma köpeğinin boynunu sıkmayacak biçimde 2 parmak kadar boşluk bırakarak takılmalıdır. Bu şekilde köpeğin tasmayı boynundan çıkartması da engellenmiş olacaktır. Kangal çoban köpekleri özgürlüklerine çok düşkün olduklarından tasmaya küçük yaşlardan itibaren alıştırmak gerekmektedir.

Bağlama zinciri: Köpeğin her hangi bir yere bağlanması amacıyla kullanılır. Köpeğinizin ve çevredeki diğer canlıların sağlığı açısından (unutmayın bu bir kangal!!!!) çok sağlam olmalı ve mutlaka tasmaya bağlanmalıdır. Rahatça hareket edebileceği uzunlukta (en az 2 metre) olmalıdır. Bir ucu tasmaya takılabilecek biçimde olmalı,diğer ucunda ise yerine sağlam bir biçimde bağlanabilmesi için halka bulunmalıdır. Köpeğin hareketleri sonucunda zincirin karışmasını engellemek amacıyla fırdöndülü zincir kullanılmalıdır.

Sevk kayışı: Köpeğinizi bir yere götürürken veya dolaşmaya çıkarttığınızda kullanılan kayıştır. Elbette ki diğerleri gibi, bu da çok sağlam olmalıdır. Bir ucu tasmaya takılacak biçimde olmalı diğer ucunda ise bileğe geçirilecek bir halka bulunmalıdır.

Oyuncak: Bundan önceki maddelerde yazdıklarımız hem köpeğinizin, hem de sizlerin sağlığı açısından gerekli olan malzemeler. Ancak bizler gibi köpeklerimizin de eğlenecekleri ve oyalanabilecekleri bir şeylere ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bizce köpeğinizin oyuncakları olması da en az diğerleri kadar önemlidir (en azından ayakkabılarınızın sağlığı açısından). Bu oyuncaklar köpeğin yiyemeyeceği, yutamayacağı, boğazına kaçmayacak nitelikte olmalıdır. Elbette kendisine zarar verebileceği kırılabilir veya kesici maddeler de kullanılmamalıdır. Mesela bizim yavru köpeklerimiz tenis toplarına bayılıyor...

Safkan Bir Aksaray Malaklısı


Aksaray Malaklı Çoban Köpeği

Aksaray Malaklı Çoban köpeği


Anadolunun Mastifi ''Aksaray Malaklı Çoban köpeği''

(Malaklı yöre ağzında yanakları-dudakları sarkan anlamına geliyor)

ÖZELLİKLE AKSARAY ÇEVRESİNDE YETİŞTİĞİ İÇİN AKSARAY MALAKLISI DA DENİLEN ANADOLU ÇOBAN KÖPEĞİNİN BİR CİNSİDİR VE ARTIK HALK ARASINDA SON ZAMANLAR DA BİLİNMESİNE KARŞIN YILLARDAN BERİ KANGAL ADI ALTINDA ÜRETİMİ YAPILDIĞI İÇİN TÜRKİYEDE ÖVÜNE ÖVÜNE KANGALIM VAR, ŞÖYLE İRİ, BÖYLE GÜÇLÜ, ŞÖYLE CESUR DİYE KONUŞAN İNSANLARIN KÖPEKLERİNİN ÖNEMLİ BİR KISMI ASLINDA AKSARAY MALAKLISIDIR..
KANGAL İLE KARIŞTIRILMASININ EN BÜYÜK SEBEBİ KANGAL GİBİ ANADOLU ÇOBAN KÖPEĞİDİR VE VÜCUT YAPISI, TÜY YAPISI, KAFA YAPISI, RENK YAPISI İTİBARİYLE KANGALA ÇOK BENZEMESİDİR. BURADAN SİZLERE BİLGİM DOĞRULTUSUNDA KANGAL VE MALAKLI ARASINDAKİ FARKLARI AKTARMAK İSTİYORUM; MALAKLI ADINDAN DA ANLAŞILACAĞI ÜZERE MALAKLARI YANİ DUDAKLARI DAHA BÜYÜK VE AŞAĞIYA DOĞRU KENARLARDAN SARKIK OLUR, GÖVDESİ, BACAKLARI VE ÖZELLİKLE AYAKLARI KANGALA GÖRE DAHA İRİ VE KALIN OLUR, DUDAKLARI SARKIK OLDUĞU İÇİN KAFA VE BOYUN DAHA KALIN VE GÖSTERİŞLİ DURUR,ÇOK CESURDURLAR YABANCILARA VE DİĞER KÖPEKLERE SON DERECE SALDIRGAN OLABİLİRLER,KORUMA VE BEKCİLİK ÖZELLİKLERİNİN YANISIRA SÜRÜ GÜTME İÇGÜDÜLERİ AYNEN KANGALLARDA OLDUĞU GİBİDİR,KURT GİBİ YIRTICILARA KARŞI ÇOK ETKİLİDİRLER,OMUZ YÜKSEKLİKLERİ ERKEKLERDE 85-100 CM ARASINDADIR SON ZAMANLARDA YAPILAN YARIŞMALARDA ARTIK MALAKLI IRKININ KANGAL DAN AYRI DEĞERLENDİRİLMESİNE KARAR VERİLMİŞTİR BU SAYEDE ARTIK BU IRK'IN TANINMASI BİLİNMESİ SAĞLANMIŞ OLACAĞI İÇİN GÜZEL BİR KARAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.

Malaklı cinsi sarkan yanakları sebebiyle Mastiff lere benzetilir ve kafaları Kangallardan daha büyük görünümlüdür.

AKBAŞ’IN MORFOLOJİK IRK ÖZELLİKLERİ

Akbaş, iri cüsseli, atletik yapılı, dururken ve hareket halinde son derece güzel ve zariftir. Kafa iri, hafifçe basık, burun Kangala göre biraz uzunca, ucu siyah ve kütçe, üst dudaklar hafif sarkıktır. Gözler badem şeklinde, kahve rengi tonlarda, zeki ve yumuşak bakışlıdır. Kulaklar irice üçgen şeklide, kafaya yapışacak şekilde sarkıktır. Boyun orta uzunlukta kalın ve kaslıdır. Göğüs geniş ve kaslı, göğüs kafesi derindir. Ön bacaklar kalın kemikli ve adaleli olup birbirine paraleldir. Arka bacaklar adaleli ve ön bacaklara göre daha uzuncadır. Ayakların yere basan kısımları uzuncadır. Bazılarında, Kangallarda da olduğu gibi pençe tırnağı bulunabilir. Kalça ve bel dar, karın içeri çekiktir. Gövde uzun ve atletik görünümdedir. Kuyruk kalın, uzun ve yukarıya kalkık halka şeklindedir.Tüyler başta ve bacaklarda oldukça kısa ve yumuşak, boyun, sırt ve kuyrukta daha uzun ve sert yapılıdır. Renk istisnasız olarak, bu türün tamamında beyazdır. Kulak üstleri, omuz ve sırt bal köpüğü olabilir.
Beden ölçüleri şu şekildedir:
             Ağırlık               Kalça Yüksekliği
Erkek     45 - 65Kg                70 - 85cm
Dişi       40 - 55Kg                  60 - 75cm
                                                     KANGAL VE AKBAŞ’IN FİZYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Vücut ısısı                                         : 38-39 C                                                              Kızgınlık              : Senede iki defa ortalama 21 gün.
Solunum sayısı                                : 10-40/dk                                                             Çiftleşme zamanı : Kızgınlığın 9-13 üncü günü.
Nabız                                                 : 70-130/dk (yavrularda 200 e kadar çıkabilir)      Gebelik süresi      : 58-63 gün.
Vücut gelişiminin tamamlanması : 15 ay.

KANGAL (KARABAŞ) IN MORFOLOJİK IRK ÖZELLİKLERİ

Kangal köpeğinin vücut yapısı aslanı andırır.Kuyruğu kıvrımlı, yukarı doğru kalkık ve halka biçimindedir. Kök kısmı kalın, uç kısmı çok ince olmayan bu kuyruk gövde renginden biraz daha koyudur. Kuyruğun halka şeklinde ve , kök ve üst kısmının siyah kırçıllı, en uç kısmının ise beyaz ya da siyah olması iyi özellik sayılır.
Yüzün burun kısmından alına doğru az veya çok karalığı, Karabaş ırkının belirleyici özelliğidir. Kangallarda kafa iri, alın kısmı geniş ve yüksek, çene kalın ve güçlü, dişler çok iridir. Çene ve burun orta uzunlukta, burun küt, kulaklar üçgen şeklinde, büyükçe, kafaya yapışacak şekilde aşağı sarkık ve siyah dalgalı görünümdedir. Gözler oval, genelde siyah ve kahve rengi olup etrafı siyahtır. Boyun hafifçe eğik, adaleli, kısa ve başa yakın genişliktedir. Gövde kirli beyaz , bazen gri bazen de açık kahverengi kırçıllıdır. Göğüs oldukça geniş ve adaleli olup rakibine ilk saldırıda kullandığı silahıdır. Kalça oldukça küçük olup, boyun yüksekliğindedir. Bel ince, karın içeri çekiktir. Ön bacaklar oldukça kalın ve adaleli olup kavgada kullandığı önemli silahlardan biridir. Arka bacaklar, ön bacaklar kadar kalın olmamakla birlikte, daha uzun olup, düşmanını biran önce yakalamada büyük avantaj sağlar. Ayaklar iri, yere basan kısmı uzunca, parmaklar bombeli ve siyahtır. Ayakların tümü veya dizden yukarısı gövdesinin rengindedir. Ön ayak parmakları dört adet olup kalın ve küt tırnaklıdır. Tabandaki tırnaksız olan beşinci yassı parmak topuk görevi yapar. Bazılarında, ayak pençesinin üzerinde de bir tırnak bulunabilir. Bu tırnak arka ayaklarda çift olabilmektedir. Bedeni kısa ve sık tüylerle kaplı olup bozdan çelik rengine kadar farklılık gösterir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir. Yüzündeki Kangal beni ya da benleri ile üst damağındaki siyah leke Kangal’ın soy saflığının garantisidir.
Beden ölçüleri şu şekildedir:
            Ağırlık              Kalça Yüksekliği
Erkek   45 - 70Kg                  70 - 85cm
Dişi    40 - 60Kg                    60 - 75cm

KANGAL (KARABAŞ) VE AKBAŞ’LARIN TARİHÇESİ

Kangal ve Akbaşlar Türk çoban köpekleri olup Asya Çoban Köpeği ailesindendir. Bu köpekler Anadolu’ya Oğuz Türkleri’nin 250 yıllık göçleri sırasında gelmişlerdir.Hayvan yetiştiriciliği konusunda oldukça başarılı olan Oğuz Türkleri, İran Horasan bölgesine geldiklerinde, daha önce bu bölgeye Kuzey Asya’dan getirilerek sıcak ve rutubetli iklime uyum göstermiş Akbaş ve Karabaş’ların melezlemelerini yaparak bugünkü Anadolu iklimine uyumlu nesilleri geliştirmişlerdir.Küçük baş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşan Oğuz Türklerinde Kangal ve Akbaş’lar hayvan sürülerinin ve kendi yaşam alanlarının korunmasında kullanılmıştır.